2 Ağustos 2015 Pazar

Bu Derste Diktatörlük Kuracağız - Die Welle

Okuyacağınız bu yazı 2008 yapımı Die Welle isimli filme dair spoiler'lar içermektedir. Filmi izlemediyseniz okumayınız.

Amerika'da gerçekleştirilmiş bir sosyal deneye dayanan, ayrıca kendisinden önce İngilizce bir kitap da çıkmış olan Die Welle, 60'larda yapılan deney 2008 Almanya'sında yapılsaydı olacakları anlatmaya çalışmış, anlatırken de bol bol mesaj kaygısına düşmüş bir film. Filmin ana karakteri "cool" öğretmen Rainer Wegner, rock grubu tişörtleriyle görebileceğimiz, dövmesi olan, öğrencilerinin ona adıyla hitap ettiği bir öğretmen, ta ki bir haftalık Otokrasi dersi ona denk gelinceye kadar. Filmin başlarında Anarşi dersini kendisine vermesi için dil döktüğü takım elbiseli, yaşlı meslektaşının ona yaptığı üstü kapalı "teori teoride kalsın, pratik bizim işimiz değil" uyarısını gözönüne almayan Wegner, orijinal deneydeki gibi yapacaklarının nereye gideceğini bilmeden hareket ediyor.

Dalga hareketi ilk başta zararsız başlıyor, bizde olsa hiç şaşırmayacağımız bir şekilde öğrenciler öğretmene Bay Wegner diye hitap etmeye, derste doğru düzgün oturmaya, her dersin başında ayağa kalkıp "Günaydın Bay Wegner" demeye ve söz alacakları zaman ayağa kalkmaya başlıyorlar. Sonra demokratik bir şekilde hareketin adını belirliyorlar, bir logo hazırlıyorlar. Bu sırada sınıftaki öğrencilerin gayet hızlı bir şekilde değiştiklerini izliyoruz. Klasik silik ergen tipi olan Tim'in tam bir partizan olması bizi şaşırtmazken, faşizm desek kesinlikle karşı çıkacak diğer öğrencilerin birden Dalga'yı sahiplenmesi biraz tuhaf geliyor, ama ergenlerde sürü psikolojisinin daha etkili olduğunun farkında olmak lazım filmi izlerken. Üniforma giymeye de başlayan Otokrasi sınıfı giderek daha güçleniyor, sınıfı tek terkeden balığın baştan koktuğunu anlayan Nora olurken sınıf kapasitesini dolduracak kadar çok öğrenci geliyor, hatta haftanın başında derse girmek istemeyen öğrenciler (dersin isteyerek alındığını belirteyim burada, bizdeki gibi zorunlu seçmeli değil yani) bile geri geliyor. Logo, üniforma derken en son sınıftaki tek Türk öğrenci olan Sinan(Arap asıllı Elyas M'barek tarafından canlandırılıyor) ve dadaşları Nazi selamını çokça andıran bir "Dalga selamı" da buluyor. Filmde öğrenciler cepheleşmeye başlamışken Rainer Wegner içindeki diktatörün ona yaptırdıklarını okul takımının kavgasına kadar farketmiyor, hatta ondan daha sonra asıl frene bastığı an öğrencilerden Marco'nun evine gelip Dalga'ya çekimser yaklaşan kız arkadaşına tokat attığını söylediği an oluyor. Filmin sonunda asıl deneydeki gibi öğrenciler bir salonda toplanıyor, Wegner ilk başta Hitlervari, gaza getirici bir konuşma yapıyor ve Marco'yu hedef gösteriyor, sonradan ise Dalga'nın çok ileri gittiğini, artık bittiğini söylüyor ancak asıl deneydeki gibi "sizin lideriniz ben değilim, Hitler" diyip projeksiyona Adolf Hitler'in fotoğrafını yansıtmadığı için, yani yaşı 16-19 arasında değişen tiplemelere bas bas bağırıp BAKIN BÖYLE BÖYLE NAZİ OLDUK diyemediği için, öğrenciler üzülüyor, ve film boyunca kilit karakter olan Tim, daha önceden onu korumaya çalışan bir arkadaşını öldürüyor, sonra da Bay Wegner'i öldüremeyeceğini anlayınca kendi kafasına sıkıyor. Filmden sonra telaşlandıysanız merak etmeyin, silahlar diyarı Amerika'da gerçekleşen söz konusu deneyde bile ergenlerden hiç biri kendini öldürecek kadar ileri gitmiyor.

Film çok daha derine giderek rahatsız edici ve Haneke-vari bir filme dönüşebilirmiş ancak filmin genel kitleye hitap etmesinin istendiği belli oluyor."Dalga" sınıfındakiler Avrupalı herhangi ergenler gibiler, bunu Myspace sayfası açmak istemelerinden, yaptıkları partilerden, aşk-meşk ilişkilerinden, birbirlerine isimlerinin kısaltmalarıyla hitap etmelerinden (Almanya'ya gittiğimde Louisa isimli bir kız bana, ona Lou diye seslenmemi istemişti. İsim 6 harfli be.) anlayabiliyoruz. Film Alman genç seyirci için muhtemelen fazlasıyla empati kurulabilir olmuştur, ben bile bir kaç yerinden tutabildim filmi. Bu arada Sinan, tam bir Türk tiplemesi olmuş, olaylara yaklaşımı, mesajı aldığı sahnede ailesinin gösterilmesi v.b. Film PG-13(yani 13 yaşından küçükler hariç herkesin izleyebileceği) bir film değil kesinlikle, iki tane vurulma sahnesi var sonuçta, ama sürekli şiddet görüntülerine maruz kalan milenyum çocuklarının etkileneceğini sanmıyorum, zaten filmi izleyen bir çok kişi lisede ders gereği izlemiş, ben de Almanca öğretmeni olsam ben de izletirdim açıkçası, liseli gençlere en çok hitap edecek Almanca filmlerden biri olabilir. Kısacası Die Welle eğlenceli ve düşündürücü bir film, puanlasam 24 yaşında 17liği oynayan meleksi Max Riemelt için 6 üzerinden 7 verirdim.