29 Mart 2018 Perşembe

mor salkım

işte o salkımlar ksjdkjd ışık berbat olduğu için iğrenç çıktı ama
güzel ve canlı bi renkleri vardı aslında
bugün okuldan eve giderken genelde gitmediğim bir yoldan gittim. yol çitliydi ve bir köşesinde visterya ya da mor salkım denilen sarmaşıklar çiçeklenmişti. boyumun uzandığı bir tanesini kopardım, genelde bunu yapmam çiçeğin dalında güzel olduğuna inanarak ama bugün pek düşünmeden, yorgun kafayla bir salkım kopardım, çiçekleri daha tam açmamıştı. yolun devamında, ana yola çıkarkenki çimlerin üstünde iki koparılmış salkım daha vardı, onların çiçeklerinin çoğu açmıştı, onları da yanıma aldım. bunların hiç birinin çok mantıklı bir açıklaması yok, kokuları da çok güzel değildir ama renkleri güzeldir, muhtemelen o yüzden elimde 3 ince visterya salkımıyla (?) yürüdüm, dolmuşa bindim ve eve gittim. visteryaları su dolu bir bardağa koymayı düşündüm ama odam apartman boşluğuna bakıyor ve güneş almıyordu, yani bu yersiz bir çaba olurdu. sonra annemin bana sürpriz olarak aldığı mor ahşap kapaklı defteri hatırladım. kitaptan kutu yapılıyorsa defterden de yapılır diye düşünüp tam o anda o defteri kutu yapmaya karar verdim çünkü kapakları buna çok uygundu ve yeterince defterim vardı. ama o anda kutuyu yapamazdım, ben de çiçekleri koparıp defterin kapağını kapattım, üstüne 3-4 kitap koydum, haftasonu kutuyu yaparsam visterya çiçekleri orada kuruyacak. tüm bunları yaşarken ve yazarken aklıma başka bir şey de geldi, bu eylemi yapmamın manasızlığı ve çaresiz bir romantik olduğum gerçeği. çaresiz bir romantik dediysem, aklınıza romantik komedi ve ryan gosling hayranı biri gelmesin, gerçi lost river filmini çok beğenmiştim kendisinin. benim asıl anladığım dünyanın tüm kötülüğüne karşı koyamayan ama kalan bir kaç güzelliğe de sıkıca sarılan biri. hayat aslında gayet anlamsız ama ben onu anlamlı hale getirmeye çalışıyorum, umudum da var. tinder'da aşkı arayan biri gibi, bana söylenenden çok da çıkmamışım, kurallar dışında değilim (bazı şeyler haricinde) ama insanlığın geri kalanı için bu alışılmamış, tuhaf.

çok gereksiz ve saçma konuşuyorum değil mi?
bunlar yalnızlığın getirdikleri. kimsenin ve hiç bir şeyin doyuramayacağı bir yalnızlık.